Bu günkü Niğde sınırları içerisinde yüzyıllar önce inşa
edildiği tahmin edilen ve halk arasında bulunduğu kasabanın adıyla Andaval
Kilisesi olarak anılan Konstantin Helena Kilisesi, onarılıyor. Cumhuriyet’in
ilk yıllarında yöre halkının elma deposu olarak kullandıkları kilisenin M.S. 9
yy.’da yapılan fresklerinin, nispeten sağlam kalabildiği belirtiliyor.
Niğde Kültür ve Turizm Müdürü Basri Akdemir, Andaval
Kilisesi’nin tadilat ve çevre düzenlemelerinin yapıldığını, önümüzdeki aylarda ziyarete
açılacağını söyledi.
Erol Çevikçe |
Yerleşim yerinin isim
değişiklikleri: Andabalis, Andaval, Aktaş…
“Andabalis, bu günkü Niğde - Kayseri karayolu üzerinde
tarihi bir köy. Türkler Anadolu’ya gelince bu tarihi kente yerleşirler ve kendi
dil yapılarına uygun “Andaval” derler. Köylerin ad değiştirilmesi sürecinde adı
Aktaş yapılır.
1890’da Andaval’da
bulunan yazıt
W. M. Ramsey, 1890 yılında Andaval’daki bir kilisenin zemin
döşemesinde, bir Hitit yazıtı görür. Yazıtta “Hükümdar Saruwani, Nahitiya
kentinin efendisi” olarak anlatılır. Saruwani, Tuwana kralıdır ve Warpalawa’dan
daha önce hüküm sürdüğü bilinmektedir. Nahitiya, şimdiki Niğde şehrinin Hitit
dönemindeki adıdır.
Niğde’de bulunan
kaide
Saruwani’nin adı Niğde’de bulunmuş bir kaidede de geçer.
Milattan önce 8. yüzyılın başlarına ait olduğu tahmin edilmektedir. Yaklaşık 50
santimetre çapında dairesel olarak kesilen bu yazıt, Ankara’daki Anadolu
Medeniyetleri Müzesi’ndedir. Birebir bir kopyası ise Niğde Müzesi’nde
sergileniyor.
Andaval Kilisesi’nin
inşası
1900'lü yıllarda Andaval Kilisesi kalıntısı |
Yöre halkı tarafından
bir dönem elma deposu olarak kullanıldı
Özetle, 2 bin 800 yıl önce Hititler ile başlayan Andaval,
çeşitli yıkıp yeniden yapmalar, restorasyonlar ile bugüne gelir. Örneğin 6.
yüzyılda yeni baştan yapılır, 11. ve 12. yüzyıllarda bugün görülebilen duvar
resimleri yapılır, bin 900’lerin başlarına kadar kilise olarak kullanılır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından başlanarak, yöre halkı elma deposu olarak
kullanır.
Reşat Nuri Güntekin’in
Andaval notu
Türk Dil Kurumu sözlüklerine “Aptal, ahmak, beceriksiz, bön,
avanak, şaşkın” anlamlarıyla giren “Andaval” kavramı, gerçekte “insanca
yaklaşmanın, özverinin ve misafirperverliğin” adıdır. Reşat Nuri Güntekin, Anadolu Notları
kitabında Andaval için şöyle anlatır:
“Andavallı kelimesinin Kayseri ile Niğde arasındaki Andaval
kasabasından geldiğine dair bir hikaye vardır. Son derece misafirperver olan
Andavallılar, şehirlerinden geçen yolculara ikramda kusur etmezler, yedirir,
içirir, ağırlarlarmış. Önce Kayserili yolcular, sonra Niğdeliler, Andaval’dan
geçerken hastalandıklarını söyleyerek Andaval’da kalırlar, kendilerini kasaba
halkına baktırırlarmış. Nihayet ‘büyük bir imarethaneye’ dönen Andaval’da
yaşayamayacaklarını anlayan Andaval halkı, bir bir şehri terk etmez zorunda
kalmış. O gündür bugündür saf, bön ve herşeye çabuk kananlara andavallı demek
âdet olmuş.”
1996 yılında Prof. Dr. M. Sacit Pekak başkanlığında
başlatılan belgeleme, koruma ve duvar resimleri kurtarma çalışmaları, 2011
yılında tamamlanır. Bu gün ise Andaval ile ilgili gelinen nokta şu:
Akdemir: Önümüzdeki
aylarda ziyarete açılacak
Niğde Kültür ve Turizm Müdürü Basri Akdemir, Andaval
Kilisesi’nin tadilat ve çevre düzenlemelerinin yapıldığını, önümüzdeki aylarda
vatandaşlar için ziyarete açılacağını şöyle anlattı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder