19 Şubat 2018 Pazartesi

Bayburt Yukarı Kırzı Köyü’nün genç kadınları neden su kuyusuna atlayıp intihar etmişlerdi?

"Yukarı Kırzı Şehit Kadınlar İffet Anıtı"ndan detay
Bayburt / Muhabir TR

Bayburt’un Aydıntepe İlçesi’ne bağlı Yukarı Kırzı Köyü, 1. Dünya Savaşı yıllarında Ermeni çetelerinin tecavüzlerine maruz kalmamak için kendilerini su kuyularına atarak intihar eden genç kadınların acı hatıralarını, bir ibret belgesi olarak “Yukarı Kırzı Şehit Kadınlar İffet Anıtı” ile yaşatıyor. Mostar Köprüsü’nün onarımında da çalışmış olan taş ustası Ömer Kırmızı da projeye bilgisi ve işçiliğiyle destek vermişti.

Ne olmuştu?

O korkunç günlerin canlı tanığı, 2007 yılında 103 yaşında vefat eden Mehmet Ali Mehmetoğlu anlatmıştı. Mehmet Ali Dede, 2004 yılında yapılan amatör bir video kaydında, Ruslar tarafından işgal edilen Yukarı Kırzı Köyü’nde o günlerde yaşadıkları mezalimi, şöyle anlatıyor:

Böyle yaşamaktansa, ölmek daha iyidir!” deyip kuyuya atladılar

“Ruslar burayı gece bastı. Biz, meraktaydık. Gece geldiler, döktüler bizi dışarı. Rus-Ermeni, karışık. Sabah oldu. Merdivenin altında oturuyoruz. Orada Güler Bibi’nin evi vardı, köşede. Orada oturuyoruz; çoluk-çocuk, kadınlar… Bunlardan (kadınlardan), o arada bir tanesi kalktı. Gelin. Dedi ki, “Böyle yaşamaktansa, ölmek daha iyidir! Ben, gidiyorum kendimi kuyuya atmaya. Gelen gelsin!..” Uşağı (bebeğini kuyuya) attı, kendisi de atladı. (Ardından) öbürü kalktı, öbürü kalktı (diğer kadınlar da kalktılar). Zannedersem 17-18 kız, kadın, atladılar. Güler Bibi var; onların kuyuya atladılar.”

Rusya’da ihtilâl çıktıktan sonra bir sabah uyandıklarında köylerindeki Rusların gitmiş olduklarını gördüklerini ifade eden Mehmet Ali Mehmetoğlu, “Yalnız Ermeniler kaldı. O zaman bizi bir korku aldı. Ermeniler, çok kötü, çok fenaydılar. Ermenilerin elinden çok çile çektik” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

Süleyman Ağa, gelininin namusunu korumak için kordasını çekti

“Burada 14 kişiyi de vurdular. 3 saat vurgun dedi, Rus’un paşası. Şimdi bak; Paşagilin Süleyman Ağa vardı. O, gelinini evde mereğin bir tarafına sakladı. Kendisinin bir “korda”sı vardı; yani, yarım kılıç. Kendisi de bir köşede sindi (gizlendi). Ermeniler, gittiler gelini buldular. Çıkarttıkları gibi (çıkarttıkları anda) Süleyman Ağa, artık tahammül edemedi ve kordayı koluna vurdu. (Ermeni askerin) kolunu yaraladığı gibi (yaralayınca), komutanları emir verdi. 3 saat ‘vurgun’ dedi. 14 kişiyi vurdular burada. Bir kısmını ta Sarıkamış’a yolladılar, çalışmaya; ama onlar (Ruslar) gittikten sonra Ermenilerle yaşantı çok çetin oldu, çook.”

Erzurum dağları kanla yoğrulmuş

Açlık ve safalet içinde hayat mücadelesi verdiklerini ifade eden Mehmet Ali Dede, sırtlarına saman balyalarını yükleyip, “devletin atları”nın beslenmesi için, kışın soğuğunda ta Bayburt’a kadar 30 kilometrelik yol yürüyerek götürdüklerini anlatıyor. “Kış, soğuk… Benim ayaklarım üşüdü… Devlet, yıkılmış gitmiş, batmış. Erzurum dağları kanla yoğrulmuş. Allah’ım, o günler gitti. Allah’ım bir daha göstermesin. Esaret, çok zor bir iştir. Sabahlara kadar uyku yok. Karnımız aç. Öyle günler oldu ki, bir dolma büyüklüğündeki “lor”u (bir lokma lor peynirini) yutardık. 24 saat geçerdi aradan. (24 saat başka yiyecek yemezdik) Korku var ya! Hiç acıkmazsın… Ekin zamanı oldu. O Ruslar, arpa tarlalarına yafta diktiler. Yasak! Buğday tarlalarına bir şey demediler. Buğday tarlalarına gittik, verdik kibriti. (Tarlayı ateşe verdik) Baştan başa yandı. Kelle topladık (buğday tanelerini topladık), kavurga yaptık. Gittik, değirmende azar azar… Korku var ya? Açlık aklına gelmez ki… Ruslar da kâfirdir; ama çok merhametliydiler; ama Ermeniler değil haa!.. Ermeniler senin canının, malının, namusunun düşmanıydılar. Kâfirin iyisi olmaz; ama Ruslar merhametliydiler. Onlar (Ruslar) gittikten sonra bizi korku aldı, Ermenilerden.”

Yukarı Kırzı Şehit Kadınlar İffet Anıtı

Bayburt Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü görevini yürütmekte olan ve kısa adı ŞADDER olan Bayburt Şehit Aileleri Dayanışma Derneği’nin Kurucu Başkanı H. Haluk Akkoyunlu, namuslarını Ermenilerden korumak için su kuyularına atlayan kadın şehitlerin hatırasını yaşatmak için bir anıt projesine öncülük etti. Mostar Köprüsü’nün onarımında da çalışmış olan taş ustası Ömer Kırmızı da projeye bilgisi ve işçiliğiyle destek verdi.

Kız Kuyusu taşı
Bayburt Valiliği, Bayburt Belediyesi, Aydıntepe Kaymakamlığı ve Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası’nın da desteğiyle “Yukarı Kırzı Şehit Kadınlar İffet Anıtı”, 2017 yılının Aralık ayında tamamlandı.

Halk arasında “Kız Kuyuları” diye anılan bölgeye yapılan anıt alanı içerisinde, köylü kadınların atladıkları su kuyularının taşları da sergileniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder